- Haberi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
Uzungöl’de turizmin öncüsü olan Dursun Ali İNAN bu günlerde ülkemizde benzeri olmayan bir müzenin açılışını yapıyor. Müze etnografya ve doğal ağaç tasarıma dayanıyor. Büyüleyici bir çalışma.
Dursun ali İnan’ın ömrünün özeti gibi. Hayırlı olmasını dilerim.
Kendisi ile ilk tanıştığımızda, “Karadeniz’in iki pırlantası var. Biri, diğeri olmadan olmaz, Bunlara birlikte sahip çıkmak lazım.” Demişti.
Bölgeye gelen turistlerin ana motivasyonu, bu iki pırlantadır.
Yani, Uzungöl ve Ayder.
Turizmi, bir dükkan olarak değerlendirirsek, Uzungöl ve Ayder, vitrindeki mallarımızdır.
Vitrine bakıp dükkana girenler, en az vitrinde sergilenenler kadar değerli, diğer seçenekleri de merak ederler.
Ticaretin de, alışverişin de temel kuralı budur.
Markalaşan bu iki turizm merkezimiz kadar değerli, ilgi çekebilecek, çok daha bakir alternatif yerlerimiz de yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.
Rize ve çevresinin bu gizli hazineleri turizmin niteliğini değiştirecek kadar etkili olacaktır.
Böylece, sabah gelip akşam dönmeyle sınırlı olan “dolmuş turizmi” yerini, konaklamayı da kapsayan, yöresel lezzetleri tatma ve Karadeniz’in doyumsuz peyzajını (manzarasını) bizatihi yaşayarak deneyimleme’ye bırakacaktır.
Sosyal medya akımı olan “selfi” ve “anlık paylaşım” tutkusu da Rize turizmi için bir fırsattır. Rize vadilerinin sahip olduğu manzara çeşitliliği, bu akımın etkisinde kalanlara, olağanüstü heyecan yakalama ve yaşama hissi veriyor.
Bu akım, Rize’de turizmini çeşitlendirecek ve derinleştirecektir. Yöresel lezzetleri tatma, geleneksel köy hayatı, yöreye özgü hediyelik eşyalar gibi unsurları eklediğimizde, hem gelen turist sayısı artacak, hem de gelen turistler daha uzun süre kalacak ve Rize’den daha mutlu ayrılacaklardır.
Bu fırsatı değerlendirmeliyiz.
Çevremize baktığımızda;
Fırtına deresinin ortasındaki çakılların üstünde saatler oturan aileleri,
Palovit şelalesinde fotoğraf çekebilmek için 3-5 km lik araç kuyruklarını,
Huser yaylasına bulutların üstünde salıncakta görüntü vermek için günde 40 minibüs geldiğini,
Zilkale’yi ziyaret edenler, fotoğraf çekebilmek için canlarını tehlikeye atacak şekilde yarıştıklarını,
Fırtına vadisindeki araç trafiği, büyükşehirlerden yoğun hale gelmiş olduğunu, rahatlıkla görebiliriz.
Bu ve benzeri görüntüler, ziyaretçilerimize daha çok seçenek sunmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Esasen, “yeşil yol” projesi, bu ihtiyacın önceden görülmesi neticesinde, bölgede sürdürülebilir turizmin öncülü olarak tasarlanmıştır.
Yerel hedef, belli merkezlerde (Ayder ve Uzungöl çevresinde) yoğunlaşan turizm hareketliliğini, bölgenin taşıma kapasitesini zorlamayacak şekilde çevre yerleşim yerlerine yaymaktır.
Yeşil yol kapsamında yaylalar arasında yapılan yol bağlantıları, şimdiden meyvelerini vermeye başladı. Böylece, Huser yaylası ve Dere mezra gibi yeni turizm odaklarının öne çıkmasını sağlanmıştır.
Rize’de turizmi daha ileri noktaya götürmek, yeşil yol güzergahındaki ana yerleşim yerlerini güçlendirmekten, bu yerleşimler etrafında turizm hareketliliğine imkan tanımaktan geçer.
İkizdere’den başlayan ve Güneysu, Hemşin, Çamlıhemşin (Ayder) üzerinden Tunca beldesini kapsayan yeşil yol güzergahı aynı zamanda Rize turizmini geleceğe taşıyacak gizli hazineleri barındıryor.
İl otoriteleri ve turizmcilerin bu vadilere odaklanmaları, bu bölgelerin master planlarını yaparak, alt yapısını hızlıca tamamlamaları gerekir.
Rize Turizminin master planı, İkizdere’den başlayıp Tunca vadisine, oradan da Fındıklı vadileri üzerinden Arhavi ile entegre edilmelidir.
Zira Uzungöl’e Of ve Çaykara üzerinden giden turistlerin, aynı yoldan geri dönüşleri, işkence halini alıyor. Keza aynı durum Ayder için de geçerlidir.
Uzungöl ve Ayder’e, geri dönüş yapmadan, devam edebilecekleri bir yol ve çıkışa ihtiyaç vardır.
Uzungöl’ün devamındaki ilk yerleşim yeri İkizdere olduğu gibi, Ayder’e giden turistlerin de geri dönmeden yola devam ettiklerinde varacakları ilk yerleşim yeri Tunca beldesidir.
İl Genel Meclisi üyeleri Emin KAMBUR ve İbrahim ÖNDER’in öncülüğünde bir heyetin Tunca’dan Ayder’e yeşilyol güzergahı üzerinden ulaştıklarını duyunca, bu projeye olan inancımın arttığını belirtmeliyim.
Rize genelinde valilik tarafından bu güzergahta 11 ayrı turizm odağı planlaması yapılmış, bunlara yönelik çalışmalara başlanmıştı. Bu çalışmaların devam ettiğini düşünüyorum.
Çalışılan turizm odaklarından biri de, Doğa Koruma ve Milli Parklar tarafından planlanan ve hizmete hazır hale getirilen 4 tabiat parkından biri olan Handüzü Tabiat Parkıdır.
Handüzü Tabiat Parkı, Sayın cumhurbaşkanımızın yıllar önce yaptığı çağrının sonucu geliştirilen bir “yayla turizmi” modelidir. Diğer bir örnek de Tunca Vadisi Tabiat Parkıdır.
Handüzü Tabiat Parkında tamamlanan altyapı ve diğer yatırımlarla hizmete hazır hale gelmiştir. Bu kıştan başlamak suretiyle ilgi odağı olacağına ve bir turizm merkezi olarak hizmet vereceğine inanıyorum.
Handüzü Tabiat Parkı Kısa zamanda Rize’nin yeni bir turizm markası olarak yerini alacaktır.
Handüzü Tabiat Parkına Güneysu ve İkizdere’den erişilebilmektedir.
Güneysu’dan Arapdüzü üzerinden ulaşılmaktadır. Ayrıca Kıble dağı güzergahlarından da beton yolların kışa kadar yetişir kanaatindeyim.
İkizdere’den ise, Çağrankaya yaylası üzerinden erişim sağlanabilmektedir.
Handüzü Tabiat Parkı tesislerinin hizmete girmesi ile birlikte, İyidere-İkizdere-Çağrankaya-Handüzü-Güneysu Tur Güzergahı da gündeme gelecektir.
Rize’nin yöneticileri ve karar vericilerine düşen görev, bu tur güzergahına aradaki yerleşim yerleri ve ilginç noktaları entegre ederek, önümüzdeki turizm sezonuna yetiştirmeleridir. Bu güzergahın en önemli noktalarında biri de İkizdere’dir.
Rize ilinin turizm güzergahının doğu noktasındaki Tunca ile ilgili değerlendirmemiz ayrı bir yazı konusudur. Onu erteleyerek, batı noktasındaki İkizdere üzerinde durmak istiyorum.
İkizdere’nin bahsettiğim güzergahların bir noktası olarak görülmesi, haksızlık olur.
İkizdere, aynı zamanda Erzurum-Rize ile Uzungöl-Ayder hatlarının kavşağı konumundadır.
Ovit tüneli ve İyidere-İkizdere yolunun yenilenmesi ile Rize ve Erzurum eksenli ilgi de oluşmaya başlamıştır.
Kaldı ki, Anzer balının yetiştiği bir bölgeyi kim merak etmez ki?
Karadeniz’in iki pırlantası olan Uzungöl ve Ayder’i birbirine bağlayan düğüm noktalarından biri olan İkizdere, aşırı göç nedeniyle gelişememiş olsa bile, sahip olduğu potansiyelleri ortaya çıkarabilirsek, önümüzdeki çeyrek asrın yıldız yerleşim yerlerinden biri olmaya adaydır.
İkizdere’yi, Uzungöl’e ve Ayder’e uzanacak yeşil yolun kavşağı haline getirilmek, bölge turizminin buluşma ve dağıtım noktası haline getirmektir
İkizdere’nin; turizm, ulaştırma ve ticaret eksenli potansiyelini ortaya çıkaracak bir araştırma olmadığı için değerlendirmeler, dünyadaki turizm eğilimleri ve ülkemizde turizm odakları geliştirilmesine yönelik çalışmalarla sınırlı kalmaktadır.
İnanıyorum ki, böyle bir araştırma yaptırılması halinde, ortaya çıkacak potansiyel herkesi heyecanlandıracaktır.
İkizdere ve Çevresi Sürdürülebilir Turizm Potansiyeli Araştırması ile Master Planı hazırlanarak bir adım atılabilir.
5-6 ay sürecek bu çalışmayı, Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi rahatlıkla üstlenebilir.
Ahmet ÖZYANIK
HABERE YORUM YAZIN
- Rize’de Turizmi Geliştirmeye Yönelik İlk Büyük Adım Atıldı
- Çamlıhemşin ve Ayder'i 800 Bin Turist Ziyaret Etti
- OCE Turizm Derneği EBİT 2023 Fuarına Katıldı
- Ayder Yaylası'nda Turizm 12 Aya Yayılmalı, Yoksa...
- Ayder Yaylası En Sakin Günlerini Yaşıyor
- Bu Yıl Şenlik Yok Ama Yine Buz Gibi Suya Girdi
- Financial Times'ın Ayder ve Heliski Analizi
- Dere Ağzı Tesisleri Daha İyi Hizmet İçin Ara Veriyor