- Haberi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
Dün 24 kasım öğretmenler günüydü. Bugün ise 25 Kasım. Atanamayan, ücretli öğretmenlik adı altında köleleştirilen, geçinmek için başka mesleklere yönelen, iş bulamadığı için psikolojik sorunlar yaşayan ve hatta canına kıyan ama hiçbir koşulda dertleri yöneticiler tarafından duyulmayan, umursanmayan öğretmenlerin sesini duyurmak için en ideal gün.
İktidarın övüne övüne anlattığı, her ile açtık dediği üniversitelerde, 93 eğitim fakültesi ve toplam 221 bin öğrenci bulunuyor. Her yıl mezun olan ve atanan öğretmenler arasındaki fark 25 bin. 2020 için atanmayı bekleyen güncel öğretmen sayısı 460 bin. Bu insanlar yabancımız değil.
Hepimizin ya oğlu, ya kızı, ya kardeşi, ya arkadaşı, ya akrabası. Hepsi bu ülkenin değerli birer bireyi ve her biri niteliksiz yöneticilerin yaptığı hataların bedelini ödüyorlar. Bu insanlar sayı değil. Mesela onlardan biri İbrahim Can Uzun. 27 yaşında. Atanamadıktan sonra yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle intihar etti. Bir başkası Halil İbrahim Bozkurt. Bıraktığı notunda “köpeklerime iyi bakın” diyen altın kalpli bir hayvansever. Evden iş aramaya diye çıkıp bütün antidepresan ilaçlarını içerek aramızdan ayrılan Merve Çavdar. Her yıl onlarca öğretmenimiz işsizliğin yarattığı ağır depresyona yenik düşüp canına kıyıyor. Peki kalanlar hangi koşullarda yaşıyor. İnşaatta çalışırken yaşadığı iş kazası sonucu hayatını kaybeden öğretmenler kaç saniye gündem oluyor.
Geçtiğimiz günlerde bir valimiz “mesele işsizlik değil; mesele mesleksizliktir, mesele iş beğenmezliktir.” buyurdular. Bu ülkede üniversite mezunu olup iş bulamayanların sayısı bir milyonun üzerinde. Öğretmenler, mühendisler, sağlıkçılar, iibf mezunları ve daha niceleri iş bulamıyor.
Yöneticiler ise iş bulmaktan ümidini kesenleri işsiz saymayarak sayılarla oynama derdine düşmüş. %29’lara varan geniş tanımlı işsizliği düşük açıklama derdindeler. Her muhalif sesi bastırma, medyayı kontrol etme, kendilerine körü körüne biat etmeyenleri hain ilan etme, geleceğe dair bir şey vadedemedikleri için “biz gidersek bu ülke batar biter” diyerek halkı daha kötüsüyle korkutarak iktidarlarını sürdürme peşindeler.
Sayın idarecilerimiz şunu iyi bilsin ki bu ülkenin en büyük sorunu işinin ehli olmayan, dürüst olmayan, umursamaz yöneticilerdir. Evet, mesele işsizlik değil, kendi insanına değer vermeyen, ihtiyaca göre üniversite ve bölüm açmayan, vatandaşlarının %70’inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşarken kendi lüksünden hiçbir taviz vermeyip halktan kopuk yaşayan yöneticilerdir. Tez zamanda daha iyi yöneticilere kavuşmamız dileğiyle.
Deva Partisi Rize Merkez İlçe Başkanı
Muhammed AVCI
HABERE YORUM YAZIN
- Ocaklı: Halka Değil, Sermayeye Bütçe!
- Rize Milletvekili Av. Harun Mertoğlu TBMM Konuştu
- AK Parti: Açılışa Katılanlar Disipline Sevk Edildi
- Keşke O Açılış Olmasaydı! Şiddetin Her Yönüne Karşıyız!
- Yağışlar Sonrası Güneş Açtı, Çayda 4. Sürgün Gözüktü
- Bakana Fiyat Farkı Soruldu: Canına Okuruz
- Rize Artvin Havalimanı'ndan Neden Yok..?
- Kesinlikle Türkiye ve Çin, Rize'de Bir İş Birliği Yapabiliriz