Yazıcı: Hasan Karal'a Haksızlık Yapılıyor
Sevgili okurlarım; bir önceki “Dostlara Selam” başlıklı yazım olağanüstü ilgi gördü. İşadamı Nurettin Aydın, eski Belediye Başkanı Yaşar Emin başta olmak üzere; çok sayıdaki okurum, aradılar.
Yukarısı ile konuştu, Yağmuru erteletti .
Sevgili okurlarım; bir önceki “Dostlara Selam” başlıklı yazım olağanüstü ilgi gördü. İşadamı Nurettin Aydın, eski Belediye Başkanı Yaşar Emin başta olmak üzere; çok sayıdaki okurum, aradılar.
Anılara devam edelim istedik.
Eski Bakanlardan Oltan Sungurlu, Fahrettin Kurt, Eyüp Aşık, eski Milletvekilli Ali Kemal Başaran, Avni Akkan, İbrahim Çebi, Ahmet Kabil, Avni Kabaoğlu, Feramuz Üstün ve Hasan Karal ile olan anılarımız ;sadece bir demet.
Bu arada; Hasan Karal, siyasi tercihini yaparken ebetteki çok zorlanmıştır.
İç dünyasını bilemeyiz. Nihayetinde kendi tercihidir. Sebepleri vardır. Fazla yüklenmenin, haksızlık yapmanın, linç etmenin anlamı yoktur.
YIL:2011.. Milletvekili seçimleri yapılıyor. Bendeniz de. CHP İstanbul 1.Bölgeden Milletvekili adayım. 100 bin adet, dört sayfalık el broşürünü basıp, seçim bölgeme dağıttım.. Broşürde ,GSM numaramı de yazmayı ihmal etmedik..
Şile; yolunda iken, ödemeli olarak, bilinmeyen bir telefonla arandık. Arayan Sancaktepe’den Ahmet isimli bir seçmen olduğunu öğrendik.
Ve bize ”Sayın vekilim, sizi tanıtan broşürünüz elimde. Bir az kendinizi anlatırsanız, belki oyumu veririm” demez mi?
Dedim ki “ Dört sayfa ile kendimi anlatamadım ise, ödemeli telefonla nasıl anlatayım?”
Otobüste bulunan, Gürsel Tekin, Mahmut Tanal ve diğerleri aynı ağızdan “Bizim seçmen böylede hassastır” diye takılmışlardı. Her ikisine de selamlarımı yolluyorum.
Eyüp Âşık’ın bakanlığı döneminde başına geldi.
Trabzonlu bir seçmen; gece saat üçte Eyüp Aşık’ı arar. Hem de ev telefonundan.
Bakan Aşık” ‘Hayırdır inşallah. Asker darbemi yaptı “?” diyerek telefonu açar.
Aralarında şu konuşma başlar.
“Sayın Bakanım, ben Of’tan Ahmet, hani birlikte resim çektirmiştik.”
“Evet, tanıdım Ahmet, bir şey mi oldu, gecenin bu saatinde.?”
“Sayın bakanım, Sesinizi duymadan yatmak istemedim”
“İyi ettin Ahmet.!. İyi ki aradın. Fahrettin beyi (Kurt’u) de aramayı ihmal etme.
“Mutlaka ara, sesini duymasa uyuyamaz.”
Ahmet, geri kalır mı?. Bakan Kurt’u de arar ve aynı şeyleri söyler.
Ertesi gün Aşık ile Kurt; TBMM’ye uykusuz gelirler.
Fahrettin Bey; gerçeği Eyüp Bey’den öğrenir.
Bizim seçmen böyledir, sevdi mi tam sever
Bölgemizin eski bakanlarından Fahrettin Kurt (Trabzon),Eyüp Aşık (Trabzon)
Oltan Sungurlu (Gümüşhane) , Ülkü Güney (Bayburt) ,
Ülkü Bey’den. Bayburt fıkralarını çok dinledik.
Ağırlıkları olan, sözleri dinlenen, itibar gören, nesilleri tükenen; dürüst siyaset ve devlet adamlarıdır.
Ofisleri dolup taşıyor.
Hepsini yakından tanıma fırsatını buldum.
Onurlarıyla dik duran, çocukları ve torunlarına şaibesiz ve onurlu bir gelecek bırakan siyasilerimizdir.
Üç dönem, Rize parlamentoda bulunan Ahmet Kabil, 2002 yılından sonra elini eteğini çektiği siyasetten uzak, Rize şehir merkezindeki evinde emekliliğinin tadını çıkarıyor.
Ahmet Kabil, 12 yıllık parlamenterlik döneminde; adı hiçbir şaibeye karışmayan, kapısını herkese açan, gece gündüz çalışan, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a gönülden bağlı bir siyasetçi olarak tarihe geçti.
Rize’ye yolum düştüğünde uğrar, kahvesini içeriz.
Mesut Yılmaz Başbakandı ve Rize’ye gidecektir.
Anavatan Partisi Rize il başkanı Arif Kopuz, Başbakanı ağırlamanın heyecanı ve sorumluluğu içinde programın kusursuz olması için uğraşıyordu.
Aksi giden tek şey ise; havanın yağışlı olmasıydı.
Sevgili dostum Arif Kopuz, kendince çözüm bulmak istiyordu.
Meteoroloji Trabzon Bölge Müdürünü aradı ve sordu.
‘Son üç gün Rize’nin hava durumu nasıl olacak?
Bölge müdürü, havanın yağışlı olacağını söylemesi üzerine Kopuz:
“Yukarısı ile konuşup, yağmuru erteleyebilir misin?’ ricasında bulunur.
Bu arada dönemin Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, İl Başkanı Kopuz’u arar ve hazırlıkları sormaz mı?
Arif Bey patlatır:
‘Sayın bakanım, hazırlıklar tamam, hava yağışlı idi, onu da üç gün ertelettik.!”
Yaşar Bey; alacağını almıştı. Başbakan Mesut Yılmaz’a hemen uçurmuştu.
“Efendim, bizim Arif; yukarısı ile konuştu. Rize’de üç gün yağışı erteletmiş.”
Yaşar Bey’in diline düşmek, Manşetlere düşmekten kötüdür!
Gezi boyunca;gazetecilerle tek konumuz buydu, çok eğlendik, gülmüştük.
Ve üç gün yağmur yağmadı. Anlaşılan Arif Bey’in talebi yüce katta kabul görmüştür.
Selam olsun o günlere. (Başta Sayın Mesut Yılmaz olmak üzere, Yaşar Okuyan’a, ve Arif Kopuz’a, saygılarımı iletiyorum)
Osman YAZICI