Yaş Çay Üreticisi Ne Kadar Fiyat istiyor ?

2020 yılı yaş çay sezonunun açılmasına haftalar kala Rizeliler, bakım ve budamalar için çaylıklara girmeye başladı.

Son Dakika Rize

Sezona verimli başlamak isteyen Rizeliler, önce çaylarını budayarak işe koyuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Çay İşletmeleri Müdürlüğü’ne (ÇAYKUR) çay vermek isteyen üreticiler için çay tarım arazilerinin 10’da 1’inde budama işlemi gerçekleştirilmek zorunda.

Budama işlemleriyle çay bitkisi ortalama 20 santimetreye indirilerek ömrü ve verimi uzatılıyor. ÇAYKUR’a çay satmayı düşünmeyen üreticiler ise bu işlemi gerçekleştirmiyor. Çay budama evresinin hemen ardından ise gübreleme işlemi geliyor.

Tüm bir işlemler bittikten sonra ise sıra çayı toplayıp satmaya geliyor. Her yıl sezon başlangıcı Tarım ve Orman Bakanı’nın Rize’ye gelerek çay taban fiyatını açıklamasıyla gerçekleşiyor. Rizeli çay üreticileri de şimdiden bakanlığın açıklayacağı çay taban fiyatını merakla bekliyor.

1 İLE 2 LİRA ARASINDA ZAM BEKLEYENLER VAR

3 lira 3 kuruş olan yaş çay taban fiyatına en az 1 lira zam olması gerektiğini dile getiren çay üreticisi Levent Metin “Bir kilo zeytin ne kadar? Şu an çay fiyatı olması gerekenin altında, artık olması gerekenin üzerine çıkması gerekir. 1 bardak çayı esnaf olarak 1 lira 25 kuruşa içiyorum gerisini hesap edin. Sıkıntılı bir süreç var. O ayrı bir şey ama bugün çayın olması gereken 5 liradan aşağıya olmaması lazım. Gücüme gidiyor, öyle şey mi olur” dedi.

2020 yaş çay sezonunda çaya kilogram başına 1-1,5 lira zam yapılması gerektiğini dile getiren Sultan Yılmaz ise “Bu yıl çay taban fiyatının 4-4,5 lira olması lazım. memleketin de ekonomisi ortada. İçte ve dışta da savaş veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Çay taban fiyatının yetersiz olmadığını dile getiren Recep Güney isimli çay üreticisi ise "Şuan ki verilen para kötü bir para değil. Biz insan olarak doymuyoruz, bunu görmeyen de var. Ama imkanlar güzel bir seviyeye gelir, o zaman 10 lira olsun kim istemez. Bizim devletimizin verebileceği bir fiyat, bir rayiç bedel vardır. Onun üzerinde istersek biraz da hayal kurmuş oluruz” derken, Hakkı Topçu isimli vatandaş ise “Fiyat aynı devam edecek, ne olacak. Savaş var savaş! Bunu unutmayın. Fiyat normaldir” şeklinde konuştu.

ÇAY BUDAMALARI NİSAN AYINA KADAR TAMAMLANMALI

Çay budamalarının önemine değinen Türkiye Ziraatçılar Derneği Rize Şube Başkanı Müfit Akman ise çay budama işleminin Nisan ayının ortasına kadar bitirilerek ÇAYKUR’a ait çay fabrikalarına bildirilmesi gerektiğini dile getirdi. Akman “Havaların son günlerde mevsim normallerinin üzerinde seyir etmesi ve bahar başlangıcı ile vatandaşlarımızın hızlı bir şekilde çay bahçelerinde budama, gübreleme gibi konularda acele etmelerini tavsiye diyorum. Öncelikle vatandaşlarımızın çay tarım arazilerinde her yıl gerçekleştirdiği 1/10 budama işlemini yaprak, çay bahçelerinde taze sürgün alma adına yapılan işlemlerin Nisan ayının 15’ine kadar yapılıp fabrikalara tespit ettirilmeleri gerekiyor. Bu sayede vatandaşlarımız ÇAYKUR’a çay satabilir duruma gelebilir” dedi.

GÜBRELEMEYE DİKKAT

"Ton fiyatı bin 900 TL ile 2 bin 70 TL arasında değişen gübre masraflarının vatandaşın cebini yaktığı gibi eğer gübreler bilinçli verilmezse çay bitkisini de yakıyor" diyen Akman, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Taze ve kaliteli sürgün alma adına budama dışında yine her yıl çay bahçelerine bitki besin elementlerinin verilmesi gerekiyor. Topraktaki besin elementlerinin kimyasal gübre ile takviye edilmesine biz gübreleme diyoruz. Gübreleme işleminden önce üreticilerimiz çay tarım arazilerinde ki ot temizliği, yaprak, ağaç dallarını temizleyerek yapmaları gerekmekte. Belirtilen tarih aralığı dediğimiz Şubat, Mart, Nisan’ın ilk haftası bu işlemler için en uygun zamandır. Fazla miktarda da gübre atılması ile çay bahçelerine yarardan çok zarar verildiği bilinmelidir. Bu konuda da tavsiye edilen çay bahçeleri için dediğimiz gübre çay bahçelerindeki sıklık miktarına göre verilmelidir. Dönümüne 80-90 kilogramdan fazla verilen gübrenin çay tarım arazisine yararı olmaz zararı olur. Hem maddi kaybımıza, hem çevre kirliliğine, hem su kaynaklarının kirlenmesine, hem de havadaki azotun artmasına neden olacak ve bitki bundan faydalanamayacaktır.”