Rizeliye Hakaret Etmek Rize Ekonomisini Baltalamak
SALGINLA MÜCADELE KADAR ÖNEMLİ İŞLER DE VAR. ..
Salgın, hayat memat meselesidir.
Salgında, İnsanlar canları ile uğraşırken başka konulara girmek, yadırganabilir.
Ancak,
Hayat devam ediyor.
Salgınla mücadele kadar, hayatın olağan akışını da sekteye uğratmamak lazımdır.
Bunların başında gıda sahtekârlarıyla mücadele gelmektedir.
Gıda sahtekârları, sadece garibanın boğazı ve sağlığı ile oynamıyorlar.
Aynı zamanda, sektörleri ve yöreleri de TÖHMET Altında bırakıyorlar.
Bu yüzden salgınla mücadele yapılırken, bu SAHTEKÂRLARA da göz açtırmamak lazımdır.
Tarım Bakanlığı yeni bir GIDA SAHTEKÂRLARI listesi yayımladı.
Listede dikkate çeken ürünlerin arasında Rize ve çevresini yakından ilgilendiren iki ürün var:
ÇAY VE TEREYAĞI.
Çaya boya, tereyağına da bitkisel yağ(margarin) katarak piyasaya sürmüşler.
Benzer şekilde, Rize deki pek çok markette tereyağı görüntülü margarini sırf ucuz fiyatta olduğu için satılıyor.
Hakiki tereyağının kg fiyatı 50-60 TL iken, tereyağı görünümlü margarini 30 TL den satanlar, durumu “müşteri ucuz mal istiyor” şeklinde izah etmeye çalışıyorlar.
Hatta “lokantalar bile alıyor” diyorlar.
Yerli müşteri, ne alacağını bilse de, yabancı (turistler)müşteriler ise “yerinde ve ucuza” aldıklarını zannederek, İstanbul’a ve Ankara’ya ya da Anadolu’nun başka bir şehrine Rize’den margarin götürüyorlar.
Daha sonrası ise vaveyla…
“Kandırıldık.”
“Tereyağı diye, bize margarin sattılar”
“Rize’den bir şey alınmaz” a kadar iş varıyor.
Ya da
“Muhlamayı tereyağı kokulu margarinden yaptılar, kustuk” hikâyeleri anlatılabiliyor.
Bir SAHTEKÂRIN yanlış hareketi, koca bir vilayeti lekeleyebiliyor.
Bir sektörü öldürebiliyor.
Bir zamanlar (Türkiye’nin sadece tarım ürünleri ihraç ettiği yıllarda), benzer hadise yaşanmıştı.
Bazı SAHTEKÂRLAR daha fazla kilo yapsın diye kuru üzüm kasalarının altına kurşun koymuşlardı da, durum, ithalatçı ülke gümrüğünde tespit edilince de, Türkiye yıllarca kuru üzüm ihraç edemez hale gelmişti.
Yakın tarihte de fındık üzerinde “alfatoksin” var diye spekülasyon yapılmıştı.
Şimdide birkaç AÇGÖZLÜ ve SAHTEKÂR yüzünden ÇAY VE TEREYAĞI töhmet altında bırakılıyor.
DİKKATLİ OLMAK GEREKİR.
Çay, Rize’nin canı,
Gerek Rize’de gerekse de Rize dışında paketlenen çaylarda tüketiciye güvence verecek bir sistemin kurulması zorunlu hale geldi.
Bu iş, Tarım Bakanlığının dönemsel denetimlerine bağlı olarak yayımladığı listeler ile düzeltilemez.
Bunu düzeltecek sektörün kendisidir.
Keza, tereyağında da durum aynıdır.
Adım başı ucuza tereyağı peynir satan dükkân var.
Bu dükkânların arasında sahte ürünleri satmayanlar da var.
Ancak, bilerek ya da bilmeyerek bu sahtekârlara alet olanlara, Dur! Denmeli
Dahası…
Lokantalarda tereyağı niyetiyle insanlara margarinle yapılmış “muhlama” yedirmek;
Rize İnsanına Hakaret, Rize Ekonomisini Baltalamaktır.
Bunlar bir iddia da olabilir.
Belki de yaygın olmayan münferit bir hadiselerdir.
Ancak,
Söylenti, salgın gibidir.
Hızlı yayılır.
Olmasa da var kabul edilir.
Rize’nin geleceğini altüst eder.
Gıda sahtekârları ile mücadele hem yasal hem de toplumsal bir görevdir.
Rize için aynı zamanda halk sağlığı ve Rize ekonomisinin konusu olmuştur.
Başta mülki idareler, belediyeler ve odaların yanı sıra toplum olarak topyekün harekete geçilmesi icap eder.
Geç kalınmadan…
Ahmet ÖZYANIK