Rize Turizminde Yeni Çıkış Mecraları
Rize turizminin motor gücü, Fırtına Vadisi ile Ayder ve çevresidir.
Rize turizminin motor gücü, Fırtına Vadisi ile Ayder ve çevresidir.
Ancak bu bölge üzerinde oluşan turizm baskısının alarm verme noktasına geldiğini de herkes kabul ediyor.
Bu baskıyı hafifletmenin yolu, Fırtına vadisinin çevresinde yer alan Hemşin ve Tunca vadilerini altyapı olarak güçlendirmek ve yeni destinasyonlar olarak ziyaretçilerin hizmetine sunmak, gelen ziyaretçileri bu vadilere yönlendirmekten geçiyor.
Hemşin ve Tunca vadileri, merkezler ile çevre köyleri, mezralar ve yayları daha bakir ve turizme de oldukça elverişli alanlardır.
Daha şimdiden ilan edilen iki tabiat parkı ve yapılan diğer düzenlemelerle ilgi odağı olmuşlardır. Özellikle Tunca da gerçekleştirilen Formulaz yarışlarının Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından da yakından takip edildiği anlaşılmaktadır.
Daha çok gurbetçi olan Hemşin ve Tunca halkları da turizm sektöründe çalıştıkları için, kendi yörelerinde başlayacak turizm hareketliliği en çok onları mutlu edecektir.
Hemşin ve Tunca yüzyıllara dayanan yerleşim yerleridir. Gelenek, görenek ve etnografik özellikleri ile tam bir kültür ve doğa turizmi mecralarıdır. Zira pek çok turizm çeşidinde bölge turizmini sırtlayabilecek nitelikleri barındırmaktadırlar.
Hemşin önceleri Pazara bağlı nahiye iken, ardından belde, bilahare ilçe oldu.
Tunca beldesi Pazar ilçesine bağlı iken, Ardeşen’in 1953 yılında Pazardan ayrılarak ilçe olması ile birlikte Ardeşen’e bağlı nahiye, ardından köy ve nihayetinde de belde olmuştur.
Son dönemlerde her iki yerleşim yerlerinde tersine göç de başlamış durumdadır.
Hemşin 8 köyü ve dört mahallesi ile 2018 yılı nüfus sayımında, bir önceki yıla göre %20 artarak 2817’e ulaşmıştır. Benzer durum Tunca ve çevresi için de geçerlidir.
Büyük fotoğrafa bakıldığında, Hemşin, Ayder ve çevresine gelmeden önceki destinasyon, Tunca ise, Ayder’den sonraki destinasyon olarak rol üstleneceği açıkça görülmektedir.
Hemşin; Çayeli, Pazar ve Çamlıhemşin ilçelerinin kesiştiği bir merkez konumundadır.
Çayeli’ den Çamlıhemşin’e planlanan yol da Hemşin’den geçecektir.
Yol tamamlandığında Pazar’dan Çamlıhemşin’e giderken Fırtına vadisine ihtiyaç duyulmayacak, Hemşin üzerinden ulaşım sağlanacaktır.
Böylece Fırtına vadisi üzerinde oluşan trafik baskısı azalmış olacaktır.
Tunca ise, Ayder Turizm merkezinin devamı olarak yapılan yeşil yolun oluşturduğu rotanın devamıdır. Ayrıca doğrudan Fırtına vadisinden de Tunca vadisine erişilebilmektedir.
Ayder ve çevresinde oluşan turizm yoğunluğunun kontrol edilmesi ve yönlendirilmesi maksadıyla yıllar önce Zilkale (Çat vadisi/Palovit şelalesi) ekseninde altyapı çalışmalarına başlanmış ve kısmen de tamamlanmıştı.
Ancak, 150 km lik orman içi patika erişimini de kapsayan yaklaşık 10 milyon Eurolük AB hibe projesinin ihalesi gerçekleştirilemediğinden, yapılan çalışmalar artan talebi karşılamaktan uzak kalmıştır. Maalesef gelen turistler de saatlerce yollarda eziyet çekmektedirler.
Keza Fırtına vadisi de ana ulaşım aksı olmasına karşılık, Fırtına deresi boyunca hizmet veren tesisler, bölge halkının gelir kaynağı ise de ciddi manada trafik sıkışıklığına sebebiyet vermektedir.
Gerek Fırtına vadisi girişinden başlayan yoğunluk, gerekse de Ayder ve Zilkale hatlarındaki trafik keşmekeşliği, hem turizm kalitesini düşürmekte, hem de yöre halkının turizmden beklediği geliri elde etmesini engellemektedir.
Bu gün TOKİ eliyle başlatılan Ayder dönüşüm projesi uzun vadede bir çözüm olarak duruyor. Ancak, geçici bir süreliğine de olsa (ki, en az iki senedir) inşaat ve yıkım çalışmaları nedeniyle turizmi daha da olumsuz etkilenecek, pek çok tur şirketini alternatif arayışlarına sevk edecektir.
Konaklama azalacak, günübirlik ziyaretler (dolmuş turizmi) daha da artacaktır.
Bu süreçte, başta Fırtına vadisi girişi olmak üzere, konaklama Ayder’in dışına kayacaktır.
Keza havaalanının hizmete girmesi ile bölgeye gelecek turist sayısı kat be kat artacağından, işletmecilikten çok inşaatçı olan halkımız tarafından, “kaçak-ruhsatlı fark etmez” denerek daha önceki yıkım tecrübelerinden ders alınmayarak inşaatlara girişilecektir.
Devlet turizmi yönlendireceğine kaçak inşaatlarla mücadele gibi tatsız bir konuda enerjisini tüketecektir.
2004 yılında Uzungöl için çalışmaya başladığımızda sayın bakan Osman PEPE “Fırtına Vadisi ve Ayder’i ihmal etme” demişti. Görev alanımıza girmemesine rağmen, başta Yaşar Metin Kesimal ve Mümtaz Sinan ile Osman Haşimoğlu olmak üzere tüm belediye başkanları ve kaymakamlarımızla entegre planlama ve yatırım için özel çalışmalarımız oldu. Görev dönemimizde de Sayın Nusret Bayraktarın destek ve himayelerinde Ayder ve çevresi ile bölgeye özel alaka gösterdik, alternatif alanları geliştirmeye çalıştık. Kısmen de başarılı olduk.
Ama devlet nöbet işidir. Nöbet döneminde her şey tamamlanamıyor. Hizmetlerin kaldığı yerden devam ettirilmesi gerekir.
Özellikle Rize’deki turizm altyapı yatırımlarının aksatılmadan sürdürülmesi için devletin genel tasarruf tedbirleri kapsamının dışında tutulması sağlanmalıdır. Siyasetçilerimiz, istemeleri ve zaman ayırmaları durumunda bunu rahatlıkla başarabilecek durumdadır.
Zira Rize’ye turizm maksadıyla yapılacak yatırımların geri dönüş hızı, Türkiye ortalamasının çok çok üstünde olduğu bir hakikattir.
Gelmekte olan turizm dalgasının fırsata dönüştürmek için 1-3 yıllık ve 5 yıllık planları hazırlamalı ve merkezi hükümetin de desteği alınarak, hızlı bir şekilde başta yollar olmak üzere turizm alt yapılarının ikmal edilmesi ve diğer tedbirlerin alınması da Rize’nin her kademedeki yetkililerine ve inisiyatif sahiplerine düşen bir görevdir.
Bu bağlamda, kısa vadede (bir yıllık hedef) alınabilecek birkaç tedbiri paylaşmak istiyorum.
1- Hemşin ve Tunca vadileri için Ayder ve çevresine alternatif olmanın ötesinde tamamlayıcı nitelikte olacak şekilde durum analizi yapılmalı, önümüzdeki sezondan başlamak suretiyle hangi turist grubunun buraya yönlendirilebileceğine ilişkin çalışmalar yapılmalıdır.
2- Başta ana erişim yollarının ikmali olmak üzere, bölgenin temel altyapı sorunlarının giderilmesi sağlanmalıdır.
3- Hemşin bölgesinde ve Fırtına vadisinde Çamlıhemşin’deki köy ve mezralardaki, hatta yaylalardaki atıl ahşap evler ile pansiyonculuk yapmak isteyen aileler tespit edilerek turizme kazandırılması için destek mekanizmaları geliştirilmelidir.
4- Tunca vadisinde “Deremezra” “Tunca Vadisi Tabiat Parkı” ile Aşağıdurak köyüne ait “Golazena yaylası” ile Topluca köyüne ait “Komati yaylası”na Ayder üzerinden erişimde kullanılan yeşil yolun güçlendirilmesi, halen “Huser yaylası”na kadar çıkan tur minibüslerinin, “Koçdüzü yaylası” istikametinde yola devam etmesi ve Tunca vadisi üzerinden dönüşü sağlanmalıdır.
5- Trans Altıparmak programları düzenleyerek, tarihi Yusufeli-Pazar (Atina) yolu turizme kazandırılmalıdır.
6- Bölgede agro-turizm araştırmaları yaptırılmalı, organik tarıma elverişli doğal alanların turizme yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi sağlanmalıdır.
7- Ayder merkezli helisky ile sınırlı kış turizmi, Kaçkar ve Altıparmak dağlarının eteklerindeki yaylaları da katacak şekilde çeşitlendirilerek yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
8- Bölgenin etnografik değerleri turizmin ilgisini çekecek şekilde geliştirilmeli, mimariden personel kıyafetlerine, hediyelik eşyalara kadar çeşitlendirilmelidir.
9- Yeme-içme imkanları çeşitlendirilmeli, yöresel lezzetlere dayalı gastronomi turizmi desteklenmelidir.
10- Mevcut turizm tesislerimizdeki, hijyen, kalite ve sunum estetiği üzerinde ayrıca odaklanılmalı, sektör çalışanlarına kış sezonunda İŞKUR desteği ile kurslar düzenlenmelidir.
11- Hediyelik eşyada yerellik ve erişilebilirlik sağlanmalı, Çin malları yerine yöresel ürünler geliştirilerek satılacak pazar yerleri kurulmalıdır.
12- Başta üniversite öğrencileri olmak üzere okullara yönelik günübirlik bölge ziyaretleri ve piknikler organize edilmek suretiyle Hemşin ve tunca vadilerinin bilinirlilikleri artırılmalı, yerel medyanın ve gönüllülerin desteği ile sosyal medyada gündem oluşturulmalıdır.
13- Bölgede yapı yapmak isteyenlerin bürokrasiye boğmadan yönlendirecek bir mekanizma kurulması gerekir.
İlave başlıklarla bu öneriler elbette ki zenginleştirilebilir.
Bütün bunların bir plan ve program dahilinde icrası ve takibinin sağlanması için sahiplenilmeye ve bir koordinasyon/takip sistemine de ihtiyaç vardır.
Bunu sağlamak için de Rize il özel idaresinin öncülüğünde 2004 yılında kurulmuş olan Kaçkar Turizm Birliğinin etkin hale getirilmesi sağlanmalıdır.
İşe başlama noktası, iş programının hazırlanması ve kamuoyu ile paylaşılmasıdır.
Rize Valiliği’nin öncülüğünde Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi tarafından öncelikler ortaya konarak, yukarıdaki örneklerden hareketle bir yıllık, üç yıllık ve 5 yıllık iş programı hazırlanabilir.
İş programı ile;
Önceliklerin neler olduğu,
Ne yapılacağı,
Ne zaman tamamlanacağı,
Kimlerin sorumlu olacağı ve
Nasıl takip edileceği belirlenmelidir.
Kısaca, başta Rizeli siyasetçiler, kamu yöneticileri, turizm yatırımcıları ve işletmeciler, odalar ile bölgeye turist getirenlerin, en önemlisi turizme gönül veren kişilerin de katkıları alınarak hazırlanacak iş programı, Rize Turizminin özellikle de Fırtına Vadisi ve çevresindeki turizmin geleceği için yol haritası niteliğinde olacaktır.
İnanıyorum ki, bu iş programı devlet katında da karşılık bulacak, Rize’nin hak ettiği yatırımların önü açılacak, turizm sürdürülebilir hale gelecek, herkes kazanacaktır.
Ahmet ÖZYANIK