İkizdere Taş Ocağı İletişim Kazası Mı?
5 MAYIS 2021 tarihinde Google’dan ”İkizdere taşocağı” şeklinde yaptığım sorgulamada 332 bin sonuç çıktı.
5 MAYIS 2021 tarihinde Google’dan ”İkizdere taşocağı” şeklinde yaptığım sorgulamada 332 bin sonuç çıktı.
2010 yılından başlanan ve 2018 yılında resmen tanıtımı yapılan “İyidere Lojistik Limanı” ile ilgili arama sonucu ise, 21 bin adet sınırlı kaldı.
“Anzer balı” sorgulamasına ise 162 bin sonuç geldi…
İkizdere taşocağına hızla büyüyen bir ilgi var.
Siz bu satırları okuduğunuzda bu sayıların çok daha ileri boyutlara vardığını göreceksiniz.
İkizdere belki de “Anzer balı” ile değil, “taşocağı” ile anılacaktır.
En popüler başlıklar ve görseller de İkizdere taşocağına ait.
En ilginci ise, ciddi olarak bilinen Diken adlı haber sitesinin paylaştığı taşocağı fotoğrafı.
Fotoğrafın temsili! olduğunu da belirtmişler.
İkizdere’ye ait bir haber için kullanılamayacak kadar alakasız, tamamen algı kokan bir görsel.
Anlaşılan ortalık karışık.
BBC, DW bile topa girmiş durumda.
Kimin ne dediği pek anlaşılamıyor.
De demek istedikleri ise biraz daha net.
Rize İyidere Lojistik Limanı yaklaşık 10 yıldır planlaması devam eden stratejik bir yatırımdır.
Liman, Karadeniz’i Ovit Tüneli üzerinden Doğu Anadolu ya, Oradan da Güney Doğu Anadolu illerine bağlayacaktır.
Lojistik üsle Karadeniz bölgesinde eksikliği hissedilen geniş depolama alanları oluşacaktır.
Liman ve lojistik üs sayesinde Rusya başta olmak üzere, Kafkasya üzerinden Hazar bölgesi ve Orta Asya’ya çok daha kısa sürede ucuz ve güvenli olarak nakliyat yapılabilecektir.
Kısaca İyidere lojistik limanı sadece Rize’ye ait olmayacak, doğu ve güney doğu anadolu bölgesinin denize açılan kapısı olacaktır.
Karadeniz’de uygun düz saha mevcut olmadığı için alt yapı yatırımları için deniz dolgusu daha ekonomik geliyor.
Karadeniz sahil yolu, ağırlıklı olarak deniz dolgusu ile tamamlandı.
İki havaalanı da denizin üstünde.
Biri bitti, diğeri de tamamlanmak üzere..
Bu yatırımlara malzeme sağlayan onlarca taşocağı var…
Pek de kimsenin sesi çıkmıyor…
Dünyanın her yerinde dev yatırımlar sadece çevresel etkileri ile sınırlı olarak ele alınmaz.
ÇED sürecinde, yatırımların bölge halkına olumsuz etkileri üzerinde de durulur.
Yatırımı engellemek isteyen güçlerin çevre ve toplumsal duyarlılığı da kullandıklarına pek çok kez şahit olmuşluğum var.
Bunu bilen ulusaşırı kaba madencilik firmaları işlerini baştan sağlam tutarlar.
Büyük çevresel organizasyonları doğrudan veya dolaylı olarak desteklerler.
Proje verirler.
Araştırma yaptırırlar.
Kısaca aralarını iyi tutarlar.
Hatta müşavir firmalara sosyal çalışmalar kaleminde yüzde 6 ya kadar özel ödenek tahsis edilir.
Bizdekilerin aksine çevre ödülleri de alırlar…
Ülkemizde de yatırım, yurt dışı finansmanı alacak ise, müşavir firmalar işi ciddiye alırlar ve kredi verecek bankalara “kabul edilebilir” “Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme Raporu/ESIA” sunarak kredi alınmasını kolaylaştırırlar.
İç kaynaklı ya da öz sermayeli bir yatırım ise, bu raporlar mümkün oldukça şekilsel hazırlanır.
Taahhütler teorik olarak yapılır.
Ancak arkayı toparlamayı pek düşünmezler.
Taahhütleri yerine getirmek yerine, ceza ödemeyi tercih ederler.
İyidere lojistik limanında durum ne bilmiyorum.
Ya dış kredi alınmıyor.
Ya da kredi müzakerelerinde tıkanıklıklar var.
Her neyse…
Bir taş ocağı koca bir projeyi baltalayabilir mi?
Elbette ki, hayır…
Taşocağına karşı çıkan Rizelilerin tamamının İyidere Lojistik Limanına karşı olmadıklarını beyan ettiklerini okuyoruz.
Ancak Rize dışından protestoları desteklemek için gelenlerin durumu farklı.
Onlar daha çok taşocağına ve protestolara odaklandıkları için liman konusunda bir fikirlerine rastlayamıyoruz.
Cevizli köylüleri ve köylüleri destekleyen Rizeliler yer seçiminin uygun olmadığını, daha uygun başka bir yer bulunabileceğini iddia ediyorlar.
Buna karşılık, Valilik, Bakanlık, hatta yüklenici, denizde yapılacak “bazalt” dolgu için buradan daha elverişli alan olmadığını ifade ediyorlar.
Hesler ve Rize Erzurum karayolu sebebiyle İyidere, İkizdere vadisinin kaybolan doğallığının geri gelmesi zaman alacağı bir gerçektir.
Ancak, yaşadıklarımız; bu kadar tahrip olmuş bir yerde bir de taşocağı açılsa ne olur ?
Dediğimizden kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Bu işin mühendislik tarafı ve maliyeti kadar, sosyolojik ve psikolojik tarafını da hatırda tutmak lazım.
Tabii bir de iletişim boyutunu……
Hiçbir yatırım gönlü kırık bir insanın yerini tutamaz..
Hem de bu mübarek günlerde…
Ahmet ÖZYANIK