İki Bakan Rize'de Turizm Zirvesi'ne Katıldı
1. Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri (MENA) Doğu Karadeniz Turizm ve Yatırım Zirvesi Rize’de gerçekleştirildi.
FOTOĞRAF: Mustafa ÖZYANIK
1. Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri (MENA) Doğu Karadeniz Turizm ve Yatırım Zirvesi Rize’de gerçekleştirildi.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin turizm potansiyelini, Türkiye ve Doğu Karadeniz’e çekme amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı, Rize Valiliği, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA), THY ile Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı işbirliği ile Rize’de düzenlenen zirveye Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da katıldı.
Ayrıca Irak, Bahreyn, Kuveyt, Umman, Ürdün, Fas, Tunus, Suudi Arabistan, Mısır, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Filistin’den turizm alanında faaliyet gösteren acente, basın ve sosyal medya temsilcisi katıldığı zirvenin açılışında Rize Valisi Erdoğan Bektaş, yaptığı konuşmada; “Rize ve çevresinde ciddi bir turizm potansiyeli var. Son yıllarda süre gelen, başlatılan ve bitirilen altyapı yatırımları ile özellikle de Rize-Artvin Havalimanında devreye girmesiyle Fırtına Vadisi, Ayder Yaylası odaklı çok ciddi bir hareketlenme beklenmektedir.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, turizm zirvesinin açılışında yaptığı konuşmada; turizm sektörünün dünyayı ve ülkeleri sadece ekonomik anlamda değil, barış ve kardeşlik anlamında da daha yaşanabilir bir yer haline getirme noktasında hayati öneme sahip olarak gördüklerini ifade ederek “İnsanlarımızın samimiyetinin, sıcaklığının, misafirperverliğinin, kadirşinaslığının bu söylediğim unsurlarla yoğrulduğu bir bölgedeyiz. Yeşilin her renginin, denizin bütün tonlarının bize bahşedildiği bir bölgedeyiz. Sıcakla soğuk arasındaki nemle, yaylanın verdiği o güzel hava arasındaki farklılığın bizi neredeyse ayrı iklimlerde bulundurmak durumunda olduğu bir bölgedeyiz. Çok keşfedilmemiş, henüz daha anlaşılmamış daha tadına, lezzetine, zevkine varılmamış yerlerin bize bahşedildiği bir bölgedeyiz. Lezzeti, tadı ama gerek inanç, gerek doğa, gerek medeniyet, gerek o yeşilin bütün kucaklamasıyla karşı karşıya kaldığımız bir bölgedeyiz. Şu çok açık ve nettir ki turizme bugün adım atmış bir bölgede değiliz, aslında bu işin amatörleriyle beraber on yıllardır bunun büyük mücadelesini gerçekleştiren, altyapısını oluşturan, bunun için çabalayan, bunun için iddiasını ortaya koyan, tam Karadeniz insanının 'biz bu işi başarırız' inadıyla hareket eden bir bölgedeyiz. Elbette ki yapacağımız çok iş var" şeklinde konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı yaptığı konuşmada, "Göğsümüzü gere gere şunu açıkça söylüyoruz. Almanya, Belçika, ABD, Fransa ne kadar güvenli ise Türkiye'de o kadar güvenlidir. Hatta Türkiye bu kadar acı tecrübelerden sonra çıkardığı dersler itibarıyla bunların hepsinden çok daha güvenli bir ülkedir." dedi.
Turizmin gelişmesi için istikrar, güven ortamı ve güvenlik sorunlarının asgariye inmesinin önemli olduğuna değinen Bakan Avcı, "Güven istikrarın olduğu ülkede turizm gelişiyor. Aksi taktirde ne yaparsanız yapın bu olumsuz algı sizin bütün birikimlerinizi, girişimlerinizi heba ediyor. Son zamanalar da özellikle Türkiye'nin güvenilirliği konusunda dünyada olumlu bir imajın oluşması için gece gündüz çalışan değerli İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’ya çok teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin her alanda 2023 hedefleri olduğuna vurgu yapan Bakan Avcı, şöyle devam etti: "Dünya sıralamasında eğitim, sağlık ve aklınıza gelebilecek her alanda ilk ona girme gibi bir hedefimiz var. Bir sektör var ki 2023 hedefini bugün itibari ile gerçekleştirmiş. O da turizmdir. Türkiye yaşanan bunca olumsuzluklara rağmen, özellikle batı medyasından sistematik bir şekilde sürdürülen olumsuz kampanyalara rağmen bugün dünyanın büyük altıncı turizm destinasyonudur. Avrupa'da de dördüncü büyük turizm destinasyonudur. Üstelik Türkiye sadece bu olumsuz kampanyaların etkisi ile değil, aynı geçmişte 1980'lerde ilk turizm hamlesini başlatan Turgut Özal döneminde belirlenmiş olan o günün şartlarından da öyle yapılması gereken turizm stratejisinin deniz kum güneş parantezinde yürütülmüş olmasına rağmen. Türkiye bugün dünyanın altıncı büyük turizm destinasyonu. Türkiye'nin turizm ve tanıtım stratejisini deniz kum güneş konsepti üzerinden yürütmesi aynı zamanda pazarını bununla sınırlandırması anlamına geliyor."
Buradaki toplantının ana temasının da algıdan kurtulması olduğunun altını çizen Avcı, "Türkiye sadece deniz kum güneşten ibaret değil. Türkiye son bir kaç yıldır deniz kum güneş pazarının dışına çıkarak sahip olduğu bütün turizm potansiyelini devreye aldığı zaman Allah'ın izni ile ilk üçe girmemesi için hiçbir neden yok. Bu büyük potansiyel var. Kayak Federasyonu ile yürütülen çalışmalar gösteriyor ki; Türkiye olağanüstü kış turizmi potansiyeline sahip. Sadece o da değil. Türkiye aynı zamanda kültür turizmine göre de olağanüstü bir potansiyele sahip. Türkiye'nin neresinde konuşuyor olursak olalım. Bulunduğumuz yerde 3-5 kilometrelik bir çember çizelim. Mutlaka dünya çapında ilgi çekecek bir tarihi, arkeolojik eser vardır. Nerede bakarsanız bakın doğudan batıya, kuzeyden güneye tam bir açık hava müzesi. Olağan üstü tarihi kültürel bir yapıya sahiptir." İfadelerini kullandı.
Yayla turizmi konusunda bir takım uyarılarda bulunan Bakan Avcı, “Yayla turizmini tahribe hiç bir şekilde izin verilmeyecek. Gerekenlerin harfiyen yerine getirileceğini hepimizin bilmesi gereklidir. Bir bölgenin adı bir kere kötüye çıkarsa bunu telafi etmek olağanüstü zor. Türkiye'nin onda biri kadar turizm potansiyeline sahip olmayan ülkeler çok ciddi gelir elde ediyor. Turistleri özellikle Ortadoğu’dan bu ülkelere giden turistleri cezbeden bu ülkelerde fiyat istikrarı. Fiyatın alıcıdan alıcıya müşteriden, müşteriye değişmemesi” açıklamasında bulundu.