Dünden Bugüne Ak Parti Teșkilatları...
Tüm Samimiyetimle ifade etmek isterim ki, bu gün burada yazacaklarımı Sokakta kahvede Cami Bahçelerinde Ak Parti’lilerin kendi aralarındaki tüm sohbetlerinde konuştuklarını biliyorum. Çünkü bende konuşuyorum.
Tüm Samimiyetimle ifade etmek isterim ki, bu gün burada yazacaklarımı Sokakta kahvede Cami Bahçelerinde Ak Parti’lilerin kendi aralarındaki tüm sohbetlerinde konuştuklarını biliyorum. Çünkü bende konuşuyorum.
Fakat hiçbiri aynı söylem ve eleştirilerini Genel de yapmıyor, yanlış anlamayın, GENEL derken, Teşkilat bünyesinin dışında demek istiyorum.
Yani, sabah akşam eleştirdiklerimiz bir konuyu, konunun muhatapları ile bir araya geldiklerinde, sanki iki saat önce eleştirdiği yanlış gördüğü garipsediği ak parti ye veya kurucu teşkilat dava arkadaşlarımıza yakıştıramadığım çok garip şeyler oluyor!
Unutmalarımızı geçtim, Susmalarımızı Tepkisiz kalmalarımızı da geçtim de! Daha dun kendi eleştirdiklerimizi, ola ki o anda önemli bir ak partili Kurucu vekillerimizin başka bir partiye geçerek dava söylemlerini kabul görmek mümkün olmadığı gibi bu kișiye tepki vereceğimizi buradan ilan ediyorum !!!
Vereceğimiz tepki ile beraber, davaya ihanet eden kișilere verdiğim gibi teșkilatlarada bir kurucu olarak eksiklerini yada yanlış gördüklerimi ifade etmeye devam edeceğim!!
Öyle ya! ‘’Sen kimsin ki bunları eleștirebiliyorsun eleştirebiliyorsun !! Seni gidi Ne yani, Ömrünü bu dava için harcamış olman kendin ailen anan baban la beraber hiçbir karşılık beklemeden hiçbir menfaat beklentisi olmadan sadece ve sadece vatan millet devlet ümmet için bu davanın peşinde olman sana bu hakkı vermez !!!!
İşte son zamanlardaki AK PARTİ nin Reele izdüşümünü anlatıyorum.
Öncelikle belirtmek istiyorum ki, Tamamen kendi düşüncelerimi anlatmaya çalışacağım.
AK Parti de kurucu üyeliğim dışında hiçbir etki yâda yetkiye sahip değilim.
Hatta gerekirse Bundan da rahatsız olan var ise Kâğıt üzerinde istifamı da sunarım.
Bu gün ele almak istediğim konu Kongreler.
Birileri Eleştiri, Kimisi Öz eleştiri, Kimisi de HAİN’lik diyebilir.
Fakat ben ÖZ BE ÖZ ELEŞTİRİ diyorum.
Kongreler başlıyor, yani il ve ilçe başkanları yönetimleri
Konuya toslama tabiri ile girmek istiyorum.
Ak Parti’nin kuruluşunda ki Teşkilatlar ve bugünleri düşünerek bir karşılaştırma yapmak istiyorum.
Bir partili dostum, Aynen şu ifadeleri kullanırdı,
Partiyi yeni kurduk, Bizler gençlik kolu yönetimleri olarak partiye gelen vatandașa kendi eli ile çay getiren ve çay bittiğinde kendi arasında da para toplayarak çay alan masraflar arttı diye aidat rakamlarını artıran bir teşkilat yapısı ile yönetilen bir yapı hiç bir olabilir mi sizce!!
Açtığı yaralar daha çok taze, İnsanlar işlerinden Aşlarında olma korkusunu yaşadığı dönemler,
Öyle ki, bazı vatandaşlarımız kendilerini geçmiş, Ak Parti’ye yakın durursam, Evladım Oğlum Kızım Hatta Damadım işinden olur korkusunu yaşayan sevda ile șimdiki sevda bir olur mu? Hiç
Parti binasının önünden geçen dostlarımız, Bize selam verirken bile Ellerini Havaya Kaldırmadan Bel Hizalarında salladığı, Abartmak gibi olacak ama vebalı muamelesi gördüğümüz dönemler ile șimdiki dönem hiç olur mu...
İşte bu tarz konuyu işlemek istiyorum.
Öyle zamanlar ki, şimdi ki gibi Audiler lerle BMW Mercedes ler Wolsvagen lerle değil
Bir Reno 12 ye, yedi kişi binip arabanin deposunu kendi cebi ile doldurup, köy köy, mahalle mahalle, Kahve kahve, sokak sokak gezen teşkilatlardan bahsediyorum.
Gittikleri yerlerde insanların burun kıvırdığı adeta hastalıklı muamelesi gören teşkilatlar dan bahsediyorum
Kahvelere gidip oradaki vatandaşlara konuşma yapacakları zaman Kahvede ki Televizyonun Sesini Sonuna kadar açıp dalga geçerek kovar gibi davranışların arasında verilen bir mücadele den bahsediyorum.
Reis yasaklı olduğu dönemde Emniyet müdürü resmi olarak koruma görevi olmadiği için bizlere gençler bundan sonrasi size ait dediğinde, kahramanlar adeta bir yumak olusturarak çembere aldiği liderini, koruma telaşı ile mücadele verir iken halk sevgisini göstermek için Reis'e ulașma gayreti içerisinde iken, gençlerin sirtina ayaklari ile basarak biraktiği izleri kendi aralarinda büyük bir zefk ile gülümseyerek haz alan o teșkilat yapisi ile bu teșkilatlar hiç olurmu?
Ama onlar bıkmadı, mücadele ettiler. Bir şekilde kendilerinin bu davaya olan inançlarının ne kadar samimi olduğunu anlatırken Liderleri Erdoğan ın da, bu ülke hatta bu ümmet için olmazsa Olmaz olduğunu bıkmadan usanmadan anlattığı dönemlerle bu dönem hiç bir olur mu?
Ak Parti öncesi ülke zaten biçare durumdaydı, Bir yanda Elitler Diğer yanda ise ezilenler vardı,
Teşkilatlar ezilenlerin yanındaydı,
Onlar, kafelere değil Kahvelere gittiler
Caddelere Değil, köylere Sokaklara gittiler, her zaman HALK gibi HALKTAN birisi oldular ve bunuda bu millet e hissettirdiler.
O zamanlar iktidar değilsiniz ha !!
Öyle para akmıyor, hiç kimse gelipte partiye yardım edeyim falan yok,
Aidat verecek üye yok
Ben parti nin kirası vb ihtiyaçları için evindeki TELEVİZYONU satanları biliyorum.İșini gücünü birakarak gece sokaklarda yağmur altinda aç susuz büyük bir șefk ve haz ile çalișan teșkilat ile bu teșkilatlar hiç bir olurmu??
Yahu köylere ziyarete gidecekler iki araba bulamıyorlar
Arlarında üçer lira beşer lira toplayıp benzin koyuyor gidecekleri köyün kilometresini hesap edip o kadar benzin alabiliyorlar.
Çok uzatıyorum değil mi?
İçinizden ATIYOR diyenlerde vardır, ama bilenler şu anda okuyor ise içine çekiyorlar.
Bunların hepsi gerçek arkadaşlar. İsimleri ben vermiyorum ama onlar biliyorlar.
Dedik ya, o zamanlar teşkilatta başkan olmak ZUL dü Zor du,
Genel merkez de kimi başkan yapacağına karışmazdı, Yeter ki bu dava için koşacak birileri olsun derdi, bilir diki, Hiçbir şeyin olmadığı bir yerde Menfaat güdülmez güdsen ne olacak yok ki, işte bu nedenle gerçekten dava şuuru ve bilinci ile mücadele eden Abilerimiz Ablalarımız büyüklerimiz vardı.
Hepsinden Haklarını helal etmelerini istiyorum, bu dava için mücadele etmiş bu gün hayatta olmayanlara Allah tan Rahmet diliyorum.
Gelelim Günümüze!
Bu gün İlçe başkanı olmak için alenen savaş var, o kadar ki, bu savaşta eski dostlar arkadaşlar akrabalar birbirlerine karşı mücadele içindeler. Kimileri davayı bırakıp belki koltuk deyin belki de menfaat deyin Reisini yarı yolda bırakmak suretiyle ihanet içinde oldular oluyorlar.
Tatlı bir rekabetten bahsetmiyorum.
Bu gurupların birde ANKARA da AĞABEYLERİ var,
Hayatların da on kere gelmedikleri bir yerde kimin teşkilatın başına geçeceğine karar veren AĞABEYLER.
Her şey yalan,
Kongre süreçleri başlamadan zaten Başkan olacak kişi bellidir.
Ankara daki AĞABEYLER çoktan kararı vermiştir de, teşkilat bünyesindekilere de mavi boncuk dağıtmak gerekmektedir.
Bu süreçte TEMAYÜL adı altında teşkilatlar ziyaret edilir.
Ziyarete Gelen Büyük Ağabeyler herkesi Yönetim, gençlik Kadın kolları ve Mahalle temsilcileri şeklinde gurup gurup toplantı odasına alır,
“Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz ki Taban olmandan Tavan olmaz, sizler bu teşkilatın temel direkleri hatta Temel in ta kendisisiniz, Bizler oralardaysak sizlerin sayesinde oralardayız, asıl mücadeleyi veren sizlersiniz, yani, sizler tarlayı eker sular çapalar gübresini atar ekini yetiştirir harmanı yaparsınız biz ise sizin adınıza o ekini işleriz. Yani yükü siz çekiyor cefasını siz çekiyorsunuz işte bu nedenledir ki, bizler sizin adınıza karar vermeyiz, sizin kararlarınızı düşüncelerinizi alır ona göre hareket ederiz.”
İşte böyle başlarlar, sonra!
“Biliyorsunuz teşkilatların önünde kongreleri var, yeni ilçe başkanı ve yönetimleri belirleyecekler. Tabiki bu kararı sizler vereceksiniz, biz ANKARA dan bakarak burada kim bu görevi daha iyi yapar kim bu konuda liyakat sahibi, kimin halkta karşılığı var, kim bu teşkilatı birlik ve beraberlik içinde yönetebilir onun kararını veremeyiz. Sizden ilçe başkanı olarak görmek istediğiniz kişilerin isimlerini önünüze dağıtırlar kâğıtlara üç isim yazarak oradaki kutuya atmanızı isterler”
İşte aynen böyle devam eder.
Sonramı?
Herkes önündeki kâğıdı alır düşüncelerini yazar o kutuya atar çıkar dışarda beklemeye başlar.
Sonuç mu?
Kapalı oylama ama Kapalı sayım.
Sayım orada herkesin içinde yapılması gerekir değil mi?
Ama öyle olmaz. Sandığı alır giderler
Bazıları sandık ANKARA ya gitti der bazıları ise Sandıktan ŞU isim çıktı, bizde sizin düşünceleriniz doğrultusun da şu arkadaşı ilçe teşkilatını kurması için görevlendirdik, derler!
Böyle olmamalı, o teşkilatlara ömrünü vermiş işinden gücünden ödün vererek kapı kapı dolaşan bu insanları bence kimse enayi yerine koymamalı, hiç kimsenin kafasında şüphe uyandıracak bir yaklaşım olmamalı daha ileri gidiyorum, yönetimlerdeki kişiler etki altında kalabileceğini de hesap ederek bu kararı ÜYELERİN oylarını da alarak değerlendirme yapılmalı.
Bir başka konu ise İlçe Başkanlarının ÜNİVERSİTE MEZUNU olma şartı,
İl başkanlarını anlarım fakat ilçe başkanları o ilçenin nüfusun dan tutunda eğitim ve kültür seviyesini dikkate alarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü Ak Parti nin seçmen profili bellidir, Şahsi kanaatim dir, Üniversite mezunu olan kişiler HALK tan uzaktır öyle olmasa bile Halk kendisine uzak görmektedir.
Ak Parti de ilçe başkanı olacak kişi, Sokakta kahvede halka yakın, güler yüzünü eksik etmeyen yolda Ayşe teyzeyi Ali amcayı gördü mü elini öpecek köyde tarlaya girecek insanlara sarılacak hal hatır soracak sabırla dertlerini dinleyecek bunuda MAKAM ODASINDA değil bizzat halkın içine girerek yapacak kısaca HALK gibi HALK tan birisi olacak.
Dün bu böyleydi,
Bizler İktidar a gelirken Kahvelerden sokaklardan Köylerden aldığımız destek ile gelmişken, bu gün ise
Caddelerden Kafeler Çıkmaz olduk.
Kafelerden, caddelerden bir oy kazanamazken, sokaklarda kahvelerde köylerimizde ki yüzlerce oyu kaybetmeye başladık.
Kendimiz özümüzden uzaklaştığımız gibi, Özümüz de bizden uzaklaştı.
Daha net olayım, bunu kimse söylemez ama
Sen gücün yokken sana güç verenleri bırakıp, Seninle beraber mücadele eden insanları unutup, birde seninle Mücadele ettikleri Karşı gurubun yanından O kafelerden selfileri paylaştıkça, senle koşan çalışan o insanlar kusura bakmayın ama en hafif tabir ile size hakaret ler etti.
Kabul etsenizde etmeseniz de gerçek bu!
Şimdi Ak Parti yeni il ve ilçe kongrelerine başlıyor.
Eğer ki, bu seferde, ANKARA daki Vekiller, Halk ta karşılığı olan değilde, kendilerinde karşılığı olan adayları Başa getirmeye çalışır ise, Bilin ki Artık Ak Parti için Köprüden önce ki son çıkıştayız.
Bırakın, Ak parti yi bu günlere getirenler, yani Teşkilatın özbe öz evlatları, halkta karşılığı olan Teşkilatı Tekrar ilk günlerine taşıyacak, dağılmış lığı bölünmüşlüğü bitirerek toparlayacak, siyaseti gerçekten vatan millet devlet ve ümmet adına yapacak kişileri kendileri belirlesinler.
Yukarısı sadece adaylarda ki olması gereken KRİTERLERİ belirlemeli, fakat nasıl ki vekilleri, cumhurbaşkanını seçen bu teşkilat üyeleri, kendi ilçelerinde kendi bünyelerinde ki en doğru kişiyi yine kendileri belirlesin.
Eğer bu bir hata ise, unutmayın ki en başta hata ile başlamışız.
Ama öyle düşünürsek HATA dediklerimizin sayesinde bu günlere geldik.
Asıl ne anlatmak istiyorum biliyor musunuz?
Ak Parti Teşkilatları, Kendi Seçmen Profilleri ne göre kurulsun
Ak Parti İyi niyetle SOL SEÇMEN e şirin göründükçe Kendi Seçmen Tabakasını Kaybediyor.
Bunu nasıl göremiyorlar anlamakta zorluk çekiyorum.
Çok güzel bir Söz var.
Onlar, şerrinden emin oldukları için, dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakın tuttular.
Yakın tuttukları düşmanları dost olmadı. Ama uzak tuttukları dostları düşman oldu.
Herkes düşman safında toplanınca yıkılmaları mukadder oldu.
Demem o ki,
Ak parti sol güruh un önüne dünyayı serse, Keșke diğer tarafa serseydin derler
Yollarını Kaldırımlarını Som Altından yapsa, Biz, taș olsun bizim olsun İsteriz, derler.
Onların gönüllerini yapacağım derken kendi seçmenimizi kırdığınızın farkında değil misiniz?
Bizim onların asla bize gelmeyecek oylarına ihtiyacımız yok, kendi seçmenimizi kaybetmeyelim yeter bunu göremiyor musunuz?
Selam ve Dua İle Allah zihin açıklığı versin...
Güngör ÖKSÜZ