Cinsel İstismar Konusunda Mağdura Saygı Kampanyası
Şu Manşetlere Bir Dur Deyin Artık… Cinsel İstismar Konusunda Mağdura Saygı Kampanyası
Ardeşen Gazeteciler Dernek Başkanı Salih Navdar son zamanlarda bazı basın kuruluşlarının traj artırma amaçlı sür manşette yayımladıkları "Cinsel İstismar" konusunda bir açıklama yaparak basın mensuplarını toplumun en hassas olduğu bu konuda mağdur olanları deşifre etmeme adına sağ duyulu yayına davet etti.
Ardeşen Gazeteciler Dernek Başkanı Salih Navdar, konuyla ilgili şunlara değindi…
Çocuk İstismarı konusunda Türkiye’de yapılan yasal düzenlemeler istismara yönelik "yasal mevzuat" ve "bildirim yükümlülüğü" ile ilgili hükümleri içermektedir. Ancak cezalar yetersiz kalmakta ve daha katı ve ağır cezalar gelmelidir. hal böyle iken bu insanlık suçunu işleyenler kadar, bu suçta mağdur konumunda kalan kişi veya kişileri alenen deşifre eden kişi, kişiler ve özellikle mağdurun kimliğini açık eden haberler yapan basın mensupları ve bağlı olduğu kurumlarda cezalandırılmalıdır.
Cinsel istismara uğrayan kişilerin basın bültenlerinde, yazılı, görsel ve işitsel olarak adı, yüzü, kimliği ve adresi açıkça belirtilmemesi gerekirken, maalesef bazı medya kuruluşları tarafından; mağdurun şahsi ve ailevi özlük hakları reyting veya tiraj'ı arttırılması ön görülerek abartılı ve kalın puntolarla haberin servis edilmesi, bizleri toplum boyutunda ahlaki bir çöküntüye itmektedir.
Adı cinsel istismar olayında geçen özellikle küçük yaşta çocukların kimliğinin açıkça ifşa edilmesi kişinin, okul başta olmakla birlikte toplumsal, sosyal ve özel hayatını olumsuz etkileyeceği bilinmeli ve haber servislerinin bu olumsuz şartlara meydan vermeden iyi planlanıp gerekli sansürlerin titizlikle yapıldıktan sonra servis edilmesi önem arz etmektedir.
Bir takım basın yayım kuruluşlarının son zamanlarda manşetlere taşıdıkları cinsel istismar konularının ilgi görmesi adına sürmanşette mağdur olan kişi veya kişilerin kimlik ve fotoğraf olarak kendisini deşifre edici tüm bilgilerinin alenen açıklayarak vermeleri basın camiamız adına üzüntü ile karşılandığının altını çizmek isterim.
Öte yandan "bu ahlaksızlığı yapan kişilerin en ağız ceza ile yargılanarak hüküm giymelerini her duyarlı ve vicdan sahibi birey gibi bizimde şiddetle arzu ettiğimiz konuların başında gelmektedir." Öyle ki Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. Maddesinde çocukların cinsel istismarı ile hükümler yer almaktadır. Ayrıca yüce dinimiz, çocuğun bedenen ve ruhen her türlü şiddet ve istismardan korunmasını emreder. Bundan mütevellit; Çocuğun varlığı değerli, hakları tartışılmaz ve mahremiyeti kutsaldır. Çocuğun dokunulmazlığı' dini, ahlaki ve hukuki anlamda kırmızı çizgimizdir. Bu çizgiyi aşmaya cüret ederek çocuğa uzanan kirli eller asla affedilmez.