Çay Üreticisi İsyanda, Ziraat Odaları Neden Sessiz

Evet sizler meşhur siyah koltuklarınızda hesaplarınıza yüz binler Milyonlar akarken,o gözü yaşlı vefalı cefakar kadın ve çocukları düşünelim, onları ahı bir gün sizi tutar !....

Son Dakika Rize

Yıllardan beri Rize'de birçok STK meslek grubunda olduğu gibi Rize Ziraat Odası’da kanunların verdiği yetkiye dayanarak, bunu bugüne kadar güçlerini hiçbir zaman çay üreticisi ve çay müstahsillerinin lehine kullanmayıp kendi Saltanatlarını üreticilerden her yıl topladıkları milyonlarca liranın arkasına sığınarak koltuklarını sağlamlaştırıp günümüze kadar geldiler ..

Ne hikmetse bugüne kadar birçok kez sosyal medyada kendilerini eleştiren üreticiler müstahsiller olmasına rağmen, kendilerine yakın sosyal medya vasıtaları ile, açılışlarda kurdele kesmelerde boy boy fotoğraf karelerine girerek kendine yakın Siyasi güç ve bürokrasinin de gücüyle bugüne kadar güçlerini muhafaza ettiler..

Yaklaşık 5 yıldan beri Karadeniz'i adeta istila eden ve başta çay bitkisi olmak üzere tarım arazilerine büyük zarar veren yeşili kurutan katil kelebek olayında bugüne kadar gerçek anlamda bir çalışma yapmayıp hep sessizliğini korudular.

Kendilerinin yapması gereken bu gibi araştırmaları başta Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olmak üzere diğer kurumlar öne çıkarak araştırmalar yaparak çalışmalar yaparak bu konuda emek sarf ettiler..

Hepimizin malumu olduğu gibi Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm Dünya’yı adeta kabusa çeviren ülkemizde de yaklaşık 2 aydan beri alınan tüm Radikal kararları biliyoruz, bunları saymaya gerek yok..

Sadece bizi ilgilendiren Rize, tabii ki en önce hepimizin malumu sağlık konusu, üretim istihdam ve Rize’mizin geleceğidir .

Sn Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi Sağlık Bakanlığının bilim heyetinin vermiş olduğu kurallara hep beraber uyarak izolasyon, sosyal mesafelere dikkat ederek, bu salgını bir an önce ülkemizden Rize'den def edip normal hayata adapte olacağız..

Ama bu süreç devam ederken yaklaşan çay tarımını da asla ihmal etmeyeceğiz!. çünkü herkes biliyor ki yaklaşık 210,000 çay üreticisi Allah'ın bize bahşettiği bu çay nimetinden faydalanıyor, bundan ekmek yiyor... Fabrikalar işletmeler işçiler ve buna bağlı olarak Yaklaşık 3 milyon insanı, dolaylı olarak bu üretim çarkı alanı ilgilendiriyor... Koronavirüs salgını süresince hepimizin malumu Rize özellikle İstanbul'dan büyük şehirlerden gelen taşıyıcılar vasıtasıyla Rize bundan 15-20 gün önce nüfus oranına göre Türkiye'de ilk beş şehir arasındaydı.

Alınan önlem ve kararlar neticesinde Rize'de vaka sayısı hızlı azalarak Türkiye ortalamalarına inen bir şehir haline geldi, Bunu bir kenara bırakalım, herkesin malumu yaklaşık 20 gün önce gübre vurma olayında her kafadan sesler geldi(Ziraat odaları hariç) ,başta siyasiler olmak üzere Rize Valiliği önderliğinde il umumi Hıfzıssıhha Kurulu tarafından da bazı kararlar alındı, açıklamalar yapıldıktan sonra süreçler devam etti...

Bir kısım çay üreticisi gübre vurmak için geldi 14 gün karantinaya girdikten sonra normal hayatlarına döndüler.

Yine Rize Valiliği yaklaşık bir hafta önce 29 Nisan'a kadar Rize'ye gelmek isteyenler çay üreticilerinin bir an önce gelmeleri gerektiği, aksi takdirde aybaşından sonra geleceklerin ise kabul edilmeyeceğini dair beyanatlar verilmişti.

Aradan 2-3 gün sonra  Rize Valiliği ev sahipliğinde toplanan Rize Artvin Giresun Trabzon Valilerinin aldığı ortak  karar gereği, bu kararın uygulanamayacağı, hiçbir suretle Büyük şehirlerde kalan Çay üreticilerinin Rize kabul edilmeyeceği söylendi.

Bu kararın neden alındığı da kamuoyuna açıklandı, yine iki gün önce Rize ÇAY Borsası’nda her meslek grubundan olduğu gibi Çaykur ,siyasi partiler, STK lar Odalar, muhtarlar(Çay üreticileri hariç)  Bu konu hakkında bir araya geldiler, herkes fikrini beyan etti...

Oradan da çıkan ortak karar yine üç gün önce alınan karardı!  Her ne sebeple olursa olsun,bu süreçte  Mayıs çayında üreticilerin gelemeyeceğini, Rize'ye gelemeyen Müstahsillerin çaylarını ,yakınları ,komşuları ya da Vefa sosyal grubunu tarafından toplanacağı söylenerek açıkçası üreticiler lehine Somut bir adım atılmadı !

Evet hiç kimse sağlık konusunu bir kenara atamaz, Sağlık her şeyin ilk kuralıdır, ama üretimi de bir kenara atamayız, Sn Cumhurbaşkanımızın dediği gibi önce sağlık ardından üretim ikisi bir arada yürümek zorundadır..

Şunu gözden kaçırıyoruz, yıllardan beri kendi çayını toplayan bir vatandaş olarak söylüyorum:  köyde olsun kasabada olsun, bu şekilde düşünülen kimse gidip birini çayını toplamaz, onu taşımaz onu gidip ÇAY alim evlerine satmaz, bunlar çok zor Kolay olmayan işlerdir!

Sadece çay toplamakla bu işler olmaz, çay tarladan taşınacak, arabaya yüklenecek alim yerine gidip satılacak, bu işler 15-20 gün devam edecek, bunu ancak güçlü ekiplere yapabilirsin bu öyle vefa mefa işi değil !

Süreç nasıl devam eder bunu İnşallah hep beraber göreceğiz, yalnız yukarıda bahsettiğim gibi çay üreticilerinden 2018 yılında Tüm Ziraat odalarına aktarılan para 6 milyon 555,605 TL sadece Rize Ziraat Odası, 1 milyon 100, 718 TL geçen sezona geldiğimizde rakamlar daha da artıyor...

2019 yılında rakam daha da artarak ,Çay üreticilerinden kesilen Toplam rakam 6,milyon 646,379 TL sadece Rize Ziraat Odası'nın 29,493 üreticiden kestiği aidat 1milyon 144,328 TL gibi büyük bir rakam...

Bu süreçte esas konuşması gereken Rize Ziraat Odası sessizliğini ve pasifliğini korurken, nasıl bir adım atacağını bugüne kadar hiçbir şekilde belli etmezken, Rize de hiç alakası olmayan ,diğer meslek grupları, metal yorgunu STK’lar  gündemde kalmak ve koltuklarını sağlama almak için internet sitelerine kendi sosyal medya hesaplarına açıklamalar yaparak gündemde kalmaya devam ediyorlar !

Her şeyin başı sağlıktır bunu hiç bir zaman aklımızdan çıkarmayalım, ama hiç bir geliri olmayıp sadece toplayacağı çaydan ekmek parası kazanacak ve  çocuklarını geçindirecek binlerce ailenin de olduğunu asla unutmayalım !

Evet sizler meşhur siyah koltuklarınızda hesaplarınıza yüz binler Milyonlar akarken,o gözü yaşlı vefalı cefakar kadın ve çocukları düşünelim, onları ahı bir gün sizi tutar !

Osman KÖSEOĞLU