Aile Müessesi Dinamitlendi, Zina Meşru Oldu
MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat’tan çarpıcı açıklamalar…
MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat’tan çarpıcı açıklamalar… Halil Metin’in Youtube üzerinden yayın yaptığı Medya Penceresi programına katılan Mehmet Ali Kulat, Diyanet tartışmalarına katıldı.
Kulat, “Siz kumar haram diyeceksiniz, Milli Piyango diye bir kurumunuz olacak. İçki haram diyeceksiniz; ama Tekel diye bir kurumunuz olacak ve içki satışı yapacaksınız. Faiz haram diyeceksiniz, öteki taraftan da sizin bankalarınız var.” Dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde zina ve LGBT’lilere yönelik açıklamaları ve devamında Ankara Barosu’nun tepkisi ülke gündemine oturdu.
“DİYANET ÖYLE BİR SAVUNULDU Kİ, ÇOK ŞAŞIRDIM”
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat “Zina ve LGBT’lilerin durumuyla ilgili bir değerlendirme yaptı Diyanet İşleri Başkanı. Bir İlahiyatçı olarak şunu söylemeliyim ki, bu ifadelerin tamamını onaylıyorum. Ali Erbaş’ın bireysel bakışı değil, İslam’ın bakışı budur. Diyanet İşleri Başkanlığı öyle bir şekilde savunuldu ki biz de çok şaşırdık. Niye bu düzeyde bir savunma mekanizması var diye düşündüm.” Dedi.
“SİZ BU ÜLKEDE YOLSUZLUKLARI, YANLIŞLARI, HIRSIZLIKLARI DA ELEŞTİRMELİSİNİZ”
Diyanet İşleri Başkanı’nın kurumsal ve bireysel olarak farklı bir sorumluluğu olduğunu söyleyen Kulat “Siz bu ülkede sadece zina ve LGBT’liler konusunu ele alırsanız ki, Allah’ın karşı koyduğu bu durumlarla ilgili aksi bir sözüm yok. Bunun devamında asıl mesele şu; Diyanet İşleri Başkanı iseniz kurumsal ve bireysel olarak farklı bir sorumluluğunuz var demektir. Siz bu ülkede yolsuzlukları, yanlışlıkları, hırsızlıkları ve diğer yanlışları eleştiren durumda olacaksınız. Bunu yaparken iki nedenden dolayı yapacaksınız. Birincisi Müslüman olduğunuz için, ikincisi de bulunduğunuz konumun gereği olarak yapacaksınız.” Diye konuştu.
“KUMAR HARAM DİYECEKSİNİZ AMA MİLLİ PİYANGO DİYE KURUMUNUZ OLACAK."
"İÇKİ HARAM DİYECEKSİNİZ; AMA TEKEL DİYE KURUMUNUZ OLACAK”
Kulak “Laik bir sistemde, anayasal bir düzen içerisinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yapabilecekleri de sınırlıdır. Onu da herkesin bilmesi lazım. Siz kumar haram diyeceksiniz, Milli Piyango diye bir kurumunuz olacak. İçki haram diyeceksiniz; ama Tekel diye bir kurumunuz olacak ve içki satışı yapacaksınız. Bunun gibi kendi içinde bir kısım zorlukları var. Ama bu sizin bilebildiğiniz ölçüde ya da Kur’anın hadisi şerifleri ifade ettiği ölçüde yanlışları söylemenize sebep olmamalı. Mesela siz faiz haram diyeceksiniz, demelisiniz çünkü Kur’an diyor bunu. Öteki taraftan da sizin bankalarınız var.” İfadelerini kullandı.
“LGBT’LİLERİ MAZLUM VE MAĞDUR GÖSTERMEYE ZEMİN HAZIRLIYORSUNUZ”
Diyanet’in sadece zina ve LGBT’liler mevzusunu değerlendirdiğini soran Kulat “Siz neden sadece zina ve LGBT’lileri ifade ediyorsunuz. Bunların yanı sıra faiz haram diyeceksiniz. Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, yalan söylemek, iftira atmak da haram diyeceksiniz. Eğer Diyanet İşleri Başkanı bunları içine alan genel bir değerlendirme yapıyorsa sorun yok. Ama eğer bir konuya odaklanılırsa korkarım şöyle bir sonuç çıkar. LGBT’lileri mazlum ve mağdur gösterip insan hakları üzerinden onları koruma zırhının altına alabilecek bir kısım düzenlemelere zemin hazırlanılır ise bundan daha fazla endişe duyarız. Çünkü İslam’ın LGBT meselesine bakışı çok nettir. İslam buna fiziki bir suç ve hastalık olarak bakmaktadır. ALLAH’ın yasakladığı şeyler konusunda insanların tasarruf yapma hakkı yoktur. Diyanet İşleri Başkanı’mızın doğru olan zina ve LGBT konusundaki açıklamaları ve hassasiyetini diğer konularda da beklemekteyiz.” Şeklinde konuştu.
“AİLE MÜESSESİ DİNAMİTLENMİŞ, ZİNA MEŞRU HALE GELMİŞTİR”
AK Parti’nin desteklediği İstanbul Sözleşmesinin bir paçavra olduğuna işaret eden MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat “İstanbul sözleşmesinin bir maddesinde cinsel yönelmeden dolayı kimsenin dışlanamayacağı yer alıyor. Baskı altına alınamaz ya da işinden edilmez diye bir özgürlükçülük var. Bu sözleşme çok eleştiriliyor. AK Parti’nin desteklediği İstanbul sözleşmesinin feminist ve radikal kadın grupları tarafından destekleniyor. İstanbul sözleşmesi bir paçavradır. Derhal parçalanıp atılmalıdır. Onun beraberinde getirdiği sürecin sonunda Türkiye’de tarihin görmediği kadar boşanma oranları artmıştır. Aile müesesesi dinamitlenmiştir. Zina meşruiyet kazanmıştır. İstanbul sözleşme bu anlamda ciddi bir şekilde kapılar açmıştır.” Açıklamasında bulundu.