6. Atmaca Halkalama ve Salım Programı Pazar'da Yapıldı
Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdürlüğü tarafından Pazar Kaymakamlığı, Pazar Belediye Başkanlığı ve Pazar Avcılık ve Atmacacılık Derneği’nin ev sahipliğinde; Kemalpaşa, Hopa, Artvin, Fındıklı, Ardeşen, Pazar, Çayeli ve…
Fotoğraflar : Mustafa ÖZYANIK
Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdürlüğü tarafından Pazar Kaymakamlığı, Pazar Belediye Başkanlığı ve Pazar Avcılık ve Atmacacılık Derneği’nin ev sahipliğinde; Kemalpaşa, Hopa, Artvin, Fındıklı, Ardeşen, Pazar, Çayeli ve Rize Atmacacılık Derneklerinin katılımlarıyla organize edilen “Geleneksel Atmaca Halkalama ve Salım Programı’nın bu yıl altıncısı yapıldı.
Rize’nin Pazar Şentepe Köyü’ndeki muhteşem doğa manzarası ile 14. yüzyıldan kalma tarihi Ciha Kalesi’nde düzenlenen etkinliğe Rize Valisi Erdoğan Bektaş, Rize Milletvekili Hasan Karal, Pazar Kaymakam Vekili Emrah Yılmaz, Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdürü Ahmet Usta ile Atmaca Dernekleri ve Atmaca sahipleri katıldı.
Katılımın yoğun olduğu etkinlikte Pazar Avcılık ve Atmacacılık Dernek Başkanı Ayhan Çakıroğlu, 12. Bölge Müdürü Ahmet Usta, Pazar Kaymakam Vekili Emrah Yılmaz, Milletvekili Hasan Karal ve Vali Erdoğan Bektaş etkinlikle ilgili birer konuşma yaptılar.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdürü Ahmet Usta yaptığı konuşmada, yöremizde yapılan atmacacılığın kökeni çok eskilere dayandığını ve günümüzde halen güçlü bir gelenek olarak yaşatıldığını belirterek şunları söyledi: ”Atmaca kültürünün Rize ve Artvin'de yüzyıllardır devam eden adeta bir gelenek olduğunu söyledi. Bakanlık olarak bu kültürün yaşatılması ve devamı için yasal bir statü kazandırmaya çalışıyoruz. Atmaca yakalamak, bulundurmak ve atmaca ile avlanmak için Bakanlığımız ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan işbirliği protokülü kapsamında düzenlenen Avcı Eğitim Kursunun yanı sıra ayrıca 6 ders saatlik Atmacacılık Kursuna katılmak ve başarı belgesi almak gerekiyor. Bu kursu başarıyla bitirenlerle Atmacacılık Sertifikası verilmektedir. Rize’de bu yolla 1500 kişiye belge verilmiştir. Geçtiğimiz yıl halkalanan atmacalardan birini Ardeşen ilçemizde yakaladık. Afrika'yı dolaşan atmaca, yeniden yuvasına döndü. Halkalanan bu atmacaların da gelecek yıl geri dönmesini bekliyoruz."
AK Parti Milletvekili Hasan Karal, atmaca tutkusunun Doğu Karadeniz insanının süre gelen bir sevdası ve geleneği olduğunu ifade ederek “Unutulmaya yüz tutmuş bu geleneğimizi sürdürmek için yapılan bu tören benim için çok anlamlıdır. Çünkü atmacayla özdeşleşmiş bir kimliğe sahibiz. Rize deyince aklımıza atmaca gelir. Olmazsa olmazımız atmaca. O yüzden Rize’nin sembolüdür. Atmaca kültürünün yaşatılması adına Rize girişinde ve Ardeşen’de Fırtına Vadisi’nin girişinde Atmaca heykelleri yapıldı. Bu güzel etkinliği düzenleyen Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdürlüğüne teşekkür ederim. Salınacak atmacaların da yolları açık olsun.” dedi.
Karal’ın konuşmasının ardından Rize Valisi Erdoğan Bektaş konuştu. Doğanın sırlarla dolu, sürekli devingen ve hareket halinde olduğunu, doğada olan biten hiçbir şeyin tesadüfi olmadığını belirterek “Atmacacılık özel bir uğraş. Bu özel uğraşta bir bilgelik, bir derinlik ve güçlü vukufiyet olduğunu düşünüyorum. Doğayı iyi gözlemleyemezseniz, ona vakıf da olmazsınız. Kırsal alanlarda yaşayan insan doğayla hep mücadele halindedir. Ama onu çözdüğü ve anladığı oranda varlığını sürdürmektedir. Atmacacılık doğayı anlamanın, gözlemlemenin sadece bir halkasıdır. Bunda bir bilgelik ve kutsiyet bulunmaktadır. Bu tür gelenekleri yeni nesillere mutlaka aktarmamız gerekmektedir. Bize bu köklü duyguları yaşatanlara teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun. Ve salacağımız atmacaların yolları açık olsun.” Şeklinde konuştu.
Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi/ Biyoloji Bölümünden gelen Ornitolog Dr. Arzu Gürsoy Ergen, etkinlikte salınacak atmacaları tek tek halkalayarak kayıt altına aldı.
Halkalanan 50 adet atmaca Tulumun doğayla uyumlu melodisiyle yankılanan Karadeniz ezgileri ve horon eşliğinde doğaya salınmıştır.
Atmacalar sonbahar göçünde Orta Avrupa, Orta Rusya ve güney batı Asya ormanlıklarından güneye doğru göç ederler. Bu göçler sırasında iki yoldan ülkemizin doğu ve batı sınırlarına yakın bir yol takip ederler. İlk göç yolları; Alplerden Başlayarak Adriyatik sahilleri, Yunanistan, Doğu Trakya ve İstanbul boğazını takip ederek güneye inerler. İkinci bir göç yolu ise Orta Rusya’dan başlamak üzere Kafkas dağlarının batı yamaçlarını takip ederek Karadeniz kıyılarından Doğu Karadeniz dağlarını geçerek güneye inerler.